cinsel suçlar
CİNSEL DOKUNULMAZLIĞA KARŞI SUÇLAR
AŞAĞIDA ANLATILAN SUÇLAR AÇISINDAN MUTLAK
SURETTE EYLEMLERİN KENDİ İÇERİSİNDE DEĞERLENDİRİLMESİNİN YAPILMASI GEREKMEKTE
OLUP MUTLAK SURETTE HUKUKİ YARDIM ALINMALIDIR
Kişilerin cinsel dokunulmazlığı, kendilerine karşı
cinsel içerikli davranışların gerçekleştirilmesiyle ihlâl edilir. Cinsel içerikli
davranışlar ise, cinsel bir saikle veya cinsel arzuları tatmin amacıyla gerçekleştirilen
hareketleri ifade eder. Ne yazık ki her
geçtiğimiz gün daha da artan kadına yönelik cinsel saldırı ve çocuklara yönelik
istismar suçu Türk Ceza
Kanunu’nda cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar olarak dört ana başlık halinde;
-Cinsel saldırı,
-Çocukların cinsel
istismarı,
-Reşit olmayanla cinsel
ilişki,
-Cinsel taciz
başlıkları altında düzenlenmiştir.
Bu suçlara hiç de hafif
olamayan cezalar öngörülmüştür. Cinsel
saldırı suçları, uzlaşma kapsamında olan suçlar değildir. Suçun; basit cinsel
saldırı, sarkıntılık veya nitelikli cinsel saldırı suçu olması bu konuda önemli
değildir. Cinsel suçlar açısından uzlaşma hükümleri uygulanmaz.
Kanundaki düzenlemeden
hareketle cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını
ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, beş yıldan on yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır. Cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması
hâlinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.(TCK md102). Yine aynı
maddenin ikinci cümlesinde basit cinsel saldırı suçu düzenlenirken ikinci ve üçüncü fıkrasında nitelikli hali ve cezayı ağırlaştırıcı nedenler düzenlenmiştir.
Basit cinsel saldırı suçu, mağdurun bedenine
cinsel ilişki düzeyine ulaşmayan seviyede temasta bulunmaktır. Basit cinsel
saldırı suçunun en hafif şeklini kanun “sarkıntılık suçu” olarak
tanımlamıştır. Sarkıntılık suçunun 15 yaşından küçük çocuklar tarafından
işlenmesi halinde hapis cezasının miktarı 1 yılın altına düşeceğinden adli para
cezasına çevrilmesi de mümkündür. Sarkıntılık suçu haricindeki cinsel saldırı
suçları nedeniyle hükmedilecek hapis cezası için hükmün açıklanmasının geri
bırakılması kararı verilmesi mümkün değildir. Yine aynı şekilde hapis cezasının
ertelenmesi de yalnızca sarkıntılık düzeyinde kalan basit cinsel saldırı suçu
için geçerlidir.
Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2017 yılında verdiği bir karar, “…Olay gecesi
sanığın önceden tanıdığı mağdureyle birlikte alkol aldıktan sonra bulundukları
restorantın yanındaki misafirhane olarak kullanılan odaya gittiği
mağdurenin rızası dışında yüzünü ve saçlarını okşadığı tüm
dosya içeriğinden anlaşılmakla, mevcut haliyle basit cinsel saldırı suçu
işlendiği sırada ve eylemle sınırlı süre ile mağdurenin iradesiyle hareket
edebilme imkanının ortadan kaldırılmasının kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
suçunu oluşturmayacağı, kişinin vücudunun suçun konusu olması sebebiyle,
mağdurenin hareket edebilme özgürlüğü ortadan kaldırılmadan bu suçun
işlenemeyeceği, mevcut haliyle eylemin sadece TCK'nın 102/1. maddesi
kapsamındaki basit cinsel saldırı suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı
şekilde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan da mahkumiyet kararı
verilmesi, bozmayı gerektirmiştir.”
Madde 102-
(Değişik: 18/6/2014-6545/58 md.) (1)
Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi,
mağdurun şikâyeti üzerine, beş yıldan on
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde iki yıldan beş
yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiilin vücuda organ
veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on iki yıldan az olmamak üzere hapis
cezasına hükmolunur. Bu fiilin eşe karşı işlenmesi hâlinde, soruşturma ve
kovuşturmanın yapılması mağdurun şikâyetine bağlıdır.
(3) Suçun;
a) Beden veya ruh bakımından kendisini
savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
b) Kamu görevinin, vesayet veya hizmet
ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın
hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana,
üvey kardeş, evlat edinen veya evlatlık tarafından,
d) Silahla veya birden fazla kişi tarafından
birlikte,
e) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama
zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak
suretiyle, işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilen cezalar yarı oranında artırılır.
Ayrıca
belirtmek gerekir ki; basit cinsel saldırı suçunun aksine, nitelikli cinsel
saldırı suçunda (tecavüz suçu) gerçekleştirilen cinsel davranışın cinsel
arzuların tatmin amacı taşıması şart değildir.
Suçun
nitelikli hali düzenlenen maddede “organ” tabiri kullanıldığından cinsel organ haricindeki
vücuda girme özelliği olan diğer organların da vücuda sokulması suçun nitelikli
halini oluşturan hal olarak kabul edilecektir.vücuda organ sokma fiili bizzat
fail tarafından gerçekleştirilebileceği gibi üçüncü bir kişinin veya mağdurun
araç olarak kullanılması suretiyle de oluşabilir. Vücuda organ veya sair bir
cismin az da olsa girmesi bu nitelikli halin uygulanması açısından yeterli
olacaktır.
Suçun işlenmesi amacıyla
uygulanan cebir ve şiddete bağlı kasten yaralama için gerçek içtima hükümleri
kural olarak uygulanmaz. Ancak aynı maddenin devamında netice sebebiyle
ağırlaşmış kasten yaralama halinde bu suçlara ilişkin hükümlerin ayrıca
uygulanacağı düzenlenmiştir.
Madde 102/4-5
(4) Cinsel saldırı için
başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden
olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama
suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(5) Suç sonucu mağdurun
bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.
6.
Ceza Dairesi 2007/2953 E., 2010/1114 K.
KONUT DOKUNULMAZLIĞINI
BOZMA
YAĞMA
CİNSEL SALDIRI
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz
edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya
görüşüldü:
14.05.2005 tarihinde gündüz saat 12.30
sularında mağdurların anne ve babaları bulunmadığı sırada dış kapıdan avluya
giren sanıklardan Cemalettin'in yakınan Gönül'ü kucaklayıp göğüslerini sıktığı
ve dudağından birkaç kez öptüğü, bu sırada diğer sanık Mehmet'in de evin
içerisinde televizyon seyretmekte olan diğer yakınan Aysel'in üzerine abanıp
yere yatırdığı ve seni seviyorum biçiminde sözler söyleyerek dudaklarından
öpmeye başladığı, adı geçen mağdurun sanık Mehmet'le boğuşup üzerinden atmaya
çalışıp yardım istemesi üzerine Aysel'e tokat atan sanığın odadan dışarı çıktığı,
bağırtılar üzerine sanık Cemalettin'in de mağdur Gönül'ü bıraktığı ve
boynundaki kurdeleye bağlı yirmi tane küçük altını da alarak birlikte
kaçtıkları, mağdurların sanıklara suç atmasını gerektirir dosya içerisinde
neden bulunmadığının ve aynı tarihli yakınan Aysel'e ait hekim raporu
içeriğinden adı geçen yakınanın sırt, göğüs ve kollarında yaralanmalar
bulunduğunun saptanması karşısında; eylemlerin sanık Cemalettin yönünden yağma,
konut dokunulmazlığını bozma ve cinsel saldırı; sanık Mehmet yönünden ise,
konut dokunulmazlığını bozma ve cinsel saldırı suçlarını oluşturduğu
gözetilmeden, kanıtların takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı biçimde
beraatlerine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılanlar vekilinin
temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan
nedenle isteme aykırı olarak (BOZULMASINA), 11.02.2010 gününde oybirliğiyle
karar verildi.
14. Ceza Dairesi
2012/11328 E. , 2012/9412 K.
NITELIKLI CINSEL SALDIRI
İFSAD EDILMIŞ RIZA
İRADENIN FESADA UĞRATILMASI,
Nitelikli cinsel saldırı (19 kez), müstehcenlik ve 677 sayılı Kanun’a muhalefet
suçlarından sanık Uğur’un yapılan yargılaması sonunda; nitelikli cinsel saldırı
suçlarından beraatine, diğer atılı suçlardan mahkumiyetine dair (Bursa Üçüncü
Ağır Ceza Mahkemesi)’nden verilen 12.12.2011 gün ve 2011/318 Esas, 2011/559
Karar sayılı hükümlerin süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi sanık müdafii ve
o yer Cumhuriyet Savcıları tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan tebliğname ile Daireye gönderilmekle
incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık hakkında müstehcenlik ve 677 sayılı Kanun’a muhalefet suçlarından kurulan
hükümlerin incelenmesinde;
677 sayılı Kanun’un 1/3. maddesi uyarınca sanık hakkında hapis cezasının
yanında adli para cezasına da hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi bu
suçtan kurulan hükme yönelik aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni
yapılmamıştır.
Delillerle iddia ve savunma, duruşma gözönünde tutularak tahlil ve takdir
edilmiş, sübutu kabul olunan fiillerin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve
tatbikatları yapılmış bulunduğundan sanık müdafiin yerinde görülmeyen temyiz
itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
Sanık hakkında nitelikli cinsel saldırı suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesine
gelince;
Tarikat lideri olduğunu iddia ederek dergah açan sanığın, mağdurları cinsel
organını ağzına alarak ve erekte ettikten sonra çıkan meniyi yutarak
badelenmeleri, daha da mertebelerinin yükselmelerini istiyorlarsa, sır odası
denilen kapalı mekanda kapıyı kilitledikten sonra mağdurelerle vajinal, mağdurlarla
anal yoldan ilişkiye girmelerini ve kendisine bu şekilde tabi olmalarını, bunun
Allah’a yaklaşmak amacıyla yapılmasının gerekli olduğunu anlatarak ve
içeriğinin ne olduğu anlaşılamayan bir sudan mağdurların rızaları ile içmemeleri
halinde zorla ağızlarından akıtarak içmelerini sağlayarak, mağdurların bir
kısmının nişanlı ya da eşlerini badelenme tabir edilen eylem ve cinsel ilişki
için dergaha getirecek kadar sanığa inanıp aldanmaları gözetildiğinde, sanığın
dini duyguları istismar ederek mağdurların iradelerini fesada uğratıp, hile
kullanmak suretiyle elde etmiş olması sebebiyle itibar edilemeyecek olan irade
açıklamaları niteliğindeki ifsad edilmiş rızaları ile gerçekleştirdiği oral,
vajinal ve anal yollardan cinsel ilişkiye girme eylemlerinin, mağdurlar Murat,
Metin, Çetin, A.Rıza, Ümüt, Mustafa, İsmail, Ahmet, İlyas, Mesut ve A.Can ile
mağdureler Aysun, Emine, Gamze ve Birgül’e yönelen birden fazla nitelikli
cinsel saldırı eylemleri nedeniyle TCK’nın 102/2 ve 43. maddeleri, mağdurlar
Yılmaz ve Ercan ile mağdureler Ayşe ve Nigar’a yönelik birer defa gerçekleşen
eylemleri nedeniyle TCK’nın 102/2. maddesi uyarınca ayrı ayrı cezalandırılması
gerekirken, mağdurların cinsel ilişkiye rızalarının geçerli olduğu biçimindeki
yerinde olmayan gerekçeyle beraat kararları verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafii ve o yer Cumhuriyet Savcılarının temyiz itirazları
bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi
gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi gereğince (BOZULMASINA), 03.10.2012
tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
ÇOCUKLARIN CİNSEL İSTİSMARI
TCK Madde 103:
(1)
(Yeniden düzenlenen birinci ve ikinci cümle: 24/11/2016-6763/13 md.) Çocuğu
cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası
ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç
yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (Ek cümle: 24/11/2016-6763/13
md.) Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza,
istismar durumunda on yıldan, sarkıntılık durumunda beş yıldan az olamaz.
Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve
kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır.
Cinsel istismar deyiminden;
a) On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış
olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği
gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit,
hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen
cinsel davranışlar, anlaşılır.
(2) (Yeniden düzenleme: 24/11/2016-6763/13
md.) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle
gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına
hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza
on sekiz yıldan az olamaz.
(3)
Suçun;
a) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
b)
İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların
sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
c)
Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye
karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından,
d) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu
aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü
bulunan kişiler tarafından,
e) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin
sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, işlenmesi hâlinde, yukarıdaki
fıkralara göre verilecek ceza yarı
oranında artırılır.
(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya
tehditle ya da (b) bendindeki
çocuklara karşı silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde,
yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza
yarı oranında artırılır.
(5)
Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır
neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin
hükümler uygulanır.
(6)
Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış
müebbet hapis cezasına hükmolunur.
Çocuğa karşı işlenen her türlü cinsel içerikli davranış cinsel istismar
olarak tanımlanır. TCK’ nın 105. maddesinde düzenlenen cinsel taciz suçu,
çocuğa karşı işlendiğinde cinsel istismar suçunu oluşturacaktır.
Yargıtay 14. Ceza Dairesi
2018/7238 E. ,
2018/7813 K.
(Yargıtay: Çocuğun Basit Cinsel İstismarı – Kesin Delil – Çelişki – Bozma)
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : Ceza Dairesi
SUÇ : Çocuğun basit cinsel istismarı
HÜKÜM : Mahkumiyet
Bölge Adliye mahkemesince bozma üzerine verilen hüküm sanık ve müdafii ile
katılan Bakanlık vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği
düşünüldü:
Dairemizin 23.11.2017 gün, 2017/1094 Esas, 2017/ 5896 Karar sayılı bozma
ilamıyla ”Suç tarihi itibariyle beş yaşında olan mağdurenin aşamalarda değişen
ve diğer mağdur … ile çelişen anlatımları, duruşmada hazır bulunan psikoloğun,
mağdurenin psikolojik problemlerinin olduğu, bazı sorunlar yaşadığı, yaşının
küçük olması nedeniyle beyanlarına itibar edilemeyebileceği, yaşı itibariyle
gerçekleşen bir olayı hayal dünyasında farklı bir şekilde yorumlayabileceği ve
büyütebileceği şeklindeki beyanı, savunma ile tüm dosya kapsamı nazara
alındığında, ilk derece mahkemesinin gerekçesinde yer alan sübuta ilişkin
deliller ile dosya içeriğinin çelişmesi karşısında, 5271 sayılı CMK’nın
230/1-b. maddesine uygun düşmeyen gerekçeyle kurulan mahkûmiyet hükmünün
bozulması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde anılan hükme yönelik istinaf
başvurusunun esastan reddine karar verilmesi suretiyle aynı Kanunun 289/1-g.
maddesine muhalefet edilmesi,” şeklindeki gerekçeyle hükmün bozulmasına karar
verildiği ve mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde sanığın atılı suçtan bozma
ilamında belirtilen gerekçeyle beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı
şekilde mahkumiyetine hükmolunması,
Kanuna aykırı, sanık ve müdafii ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz
itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5271 sayılı CMK’nın 302.
maddesi gereğince BOZULMASINA bozma nedenine göre atılı suçtan tutuklu bulunan
sanığın TAHLİYESİNE, başka suçtan tutuklu veya hükümlü olmadığı takdirde derhal
salıverilmesi hususunun mahalline en seri biçimde bildirilmesi için ilgili
yerlere müzekkere yazılmasına, 27.12.2018 tarihinde üyeler … ile …’in karşı
oyları ve oy çokluğuyla karar verildi.
3.REŞİT OLMAYANLA CİNSEL İLİŞKİ
Madde 104- (1) Cebir, tehdit ve hile olmaksızın,
onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla
cinsel ilişkide bulunan kişi, şikayet
üzerine, iki yıldan beş yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) (İptal: Ana.Mah.nin
23/11/2005 tarihli ve E: 2005/103, K: 2005/89 sayılı kararı ile; Yeniden
düzenleme: 18/6/2014-6545/60 md.) Suçun mağdur ile arasında evlenme yasağı bulunan kişi tarafından
işlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın,
on yıldan on beş yıla kadar hapis
cezasına hükmolunur.
(3) (Ek:
18/6/2014-6545/60 md.) Suçun, evlat edineceği çocuğun evlat edinme öncesi
bakımını üstlenen veya koruyucu aile ilişkisi çerçevesinde koruma, bakım ve
gözetim yükümlülüğü bulunan kişi tarafından işlenmesi hâlinde, şikâyet
aranmaksızın ikinci fıkraya göre cezaya hükmolunur.
Suçta cebir, tehdit ve
hile unsurlarının bulunması ve algılama yeteneği gelişmemiş kişiye karşı
işlenmesi halinde TCK’nın 103 üncü maddesinde yer alan çocukların cinsel
istismarı suçu olarak değerlendirilmeli ve işlem yapılması gerekir.
Bu suçla
ilgili şikâyet hakkı, yalnızca mağdura aittir. Çocuğun cinsel istismarı ve
reşit olamayanla cinsel ilişki suçunun her iki tarafı da çocuksa bu durumda her
ikisi de mağdur sıfatını taşıyacaktır.
T.C.
YARGITAY
14. CEZA DAİRESİ
E. 2015/7905
K. 2016/1237
T. 15.2.2016
• ÇOCUĞUN NİTELİKLİ CİNSEL İSTİSMARI SUÇU
(Mağdurenin Çelişki İfadeleri Bulunduğu/Savunma ve Tanık Anlatımları ve Tüm
Dosya Kapsamı Gözetildiğinde Sanığın Cinsel İlişki Eylemini Onun Rızası Dışında
Gerçekleştirdiğine Dair Her Türlü Şüpheden Uzak Kesin ve İnandırıcı Delil
Bulunmadığı)
• CİNSEL DOKUNULMAZLIĞA KARŞI SUÇLAR (6545
Sayılı Kanun ile Getirilen Yasal Değişikliklerin Yerel Mahkemece Gözetildiği -
Delillerin Takdirinde Hata)
• REŞİT OLMAYANLA CİNSEL İLİŞKİ SUÇU (Suçun
Niteliğinde Hata Yapıldığı - Mağdurenin Çelişki İfadeleri Bulunduğu/Savunma ve
Tanık Anlatımları ve Tüm Dosya Kapsamı Gözetildiğinde Sanığın Cinsel İlişki
Eylemini Onun Rızası Dışında Gerçekleştirdiğine Dair Her Türlü Şüpheden Uzak
Kesin ve İnandırıcı Delil Bulunmadığı)
5237/m. 104/1
ÖZET : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan
sanık hakkıdaki yargılamada 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren
ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yapan 6545 S.K.
gözetilmiştir.Mağdurenin aşamalardaki çelişkili beyanları, savunma, tanık
anlatımları ile tüm dosya kapsamına göre; sanığın, onbeş-onsekiz yaş grubunda
bulunan mağdureye yönelik cinsel ilişki eylemini onun rızası dışında
gerçekleştirdiğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil
bulunmadığı ve mevcut haliyle eylemin 5237 sayılı TCK'nın 104/1. M.
düzenlenen reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğu gözetilerek bu
suçtan mahkûmiyetine karar verilmesi yerine delillerin takdirinde yanılgıya
düşülerek yazılı şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan hüküm
kurulması kanuna aykırıdır.
CİNSEL
TACİZ
Madde 105- (1) Bir kimseyi cinsel amaçlı
olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun
şikayeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî
para cezasına fiilin çocuğa karşı işlenmesi hâlinde altı aydan üç yıla
kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2)
(Değişik: 18/6/2014-6545/61 md.) Suçun;
a) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin ya
da aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
b) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu
aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü
bulunan kişiler tarafından,
c)
Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
d)
Posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak
suretiyle,
e)
Teşhir suretiyle, işlenmesi hâlinde yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi
bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza
bir yıldan az olamaz.
Cinsel taciz; sözlü, yazılı eylemlerle veya vücut
hareketleriyle, mağdurun vücuduna temas içermeyecek şekilde, cinsel arzuları
tatmine yönelik davranışlardır.
Bu davranışlar; ıslık çalmak, cinsel organını göstermek, her türlü iletişim
aracıyla cinsel içerikli yazılar göndermek, el kol işaretleri ile cinsel
ilişkide bulunmayı önermek, soyunmak gibi hareketlerle veya söz ve davranışlar
şeklinde olabilir. Suçun faili veya mağduru farklı cinsiyetten kişi olabileceği
gibi, aynı cinsiyetten de olabilir
Cinsel taciz suçunun
soruşturulması ve kovuşturulması mağdurun şikâyetine bağlıdır.
T.C.
Yargıtay
14. Ceza Dairesi
Esas No:2015/238
Karar No:2015/12288
K. Tarihi:30.12.2015
MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Cinsel taciz
HÜKÜM : Mahkûmiyet
İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle, 28.06.2014
tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda
değişiklik yapan 6545 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeler de gözetilip
dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde
gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun
olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde
görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Hükümden sonra Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015
günlü,29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün
ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK'nın 53.
maddesi yönünden kısmi iptal kararı verildiğinden, anılan husus nazara alınarak
yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiin temyiz
itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1.
maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA,
ancak bu hususun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesinin
verdiği yetki uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükümde yer alan
TCK'nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün çıkartılarak yerine
“Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal
kararı da nazara alınmak kaydıyla sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 53.
maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarının uygulanmasına” ibaresinin
eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK
ONANMASINA, 30.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.afyonavukat, afyon
avukat,afyon hukuk bürosu,
TÜM İDDİALAR AÇISINDAN MUTLAK SURETTE EYLEMLERİN
KENDİ İÇERİSİNDE DEĞERLENDİRİLMESİNİN YAPILMASI GEREKMEKTE OLUP MUTLAK SURETTE
HUKUKİ YARDIM ALINMALIDIR. afyonavukat,
afyon avukat,afyon hukuk bürosu,
Avukat Cem TUNÇ